01
Eylül
2019
Selamlar herkese, bendeniz John Titor. Yine her zamanki gibi gününüzün içine oturmaya geldim. Bugünkü konumuz benim de başımdan geçen bir fenomen üzerine olacak. Yalnızlık…
Herkes zaman zaman kendini yalnız hisseder. Mesela iş için yeni bir şehre taşındığımızda, öğle yemeğinde bizle oturacak kimseyi bulamadığımızda ya da hafta sonunda kimsenin dışarı çıkmak için zamanı olmadığını söylediğinde. Bunlar pekâlâ normal gibi gözükse de bu ara sıra hissettiğimiz fenomen, son birkaç yılda tüm toplum içerisinde kronik bir hal aldı.
Türkiye’de üniversite öğrencileri arasında yapılan bir ankette, katılımcıların yaklaşık %60’ı sıklıkla yalnız hissettiklerini belirtmişler. Bu oranın ülke genelinde de aynı civarlarda olduğunu varsayabiliriz. Zira sosyal medyada bu konuda o kadar fazla paylaşım yapılıyor ki tabiri caizse kendinizi bir kara deliğin ortasında hissediyorsunuz. İşin ironik kısmıysa, bu sosyal olması gereken medya sayesinde tarihin gördüğü en iyi iletişim ağına sahip olmamıza rağmen pek çok kişinin kendini son derece yalnız hissediyor oluşu.
Öncelikle şunun ayırımını yapmakta fayda var. Yalnız olmak ile tek başına olmak arasında fark vardır. Kendi kendine mutlu olabilen fakat arkadaş çevresiyle geçirdiği her saniyeden nefret eden insanlar olabilir.
Yalnızlık ise tamamen öznel bir deneyimdir. Genel kanıya göre yalnızlık, insanlarla nasıl konuşulacağını ya da başkaları etrafında nasıl davranılacağını bilmemekle ilişkilendirilir. Ancak yapılan bir araştırmada yetişkinlerdeki sosyal becerilerin, sosyal ilişkiler kurmakta hiçbir fark yaratmadığı ortaya konulmuştur. Yalnızlık herkesi pençesine alabilir. İstediğiniz kadar güçlü, zengin, güzel, sosyal becerileri yüksek, mükemmel bir insan olun. Ne yazık ki hiçbir şey sizi yalnızlıktan koruyamaz çünkü yalnızlık biyolojinizin bir parçasıdır.
Yalnızlık da tıpkı açlık, susuzluk gibi bedensel bir fonksiyondur. Mesela açlık fiziksel ihtiyaçlarınıza odaklanmanızı sağlar. Yalnızlık ise sosyal ihtiyaçlarınıza dikkat çeker. Peki, neden bedenimiz bunu gerek duyar? Sorunun cevabı için biraz geriye, milyonlarca yıl öncesine gitmemiz gerekecek çünkü o zamanlar bedenimizin bu reaksiyonu, hayatta kalmamıza olanak sağlayan en büyük özelliklerimizden biriydi.
Doğal seçilim, atalarımızı yaptıkları işbirliği ve birbirleriyle etkileşime geçmelerinden dolayı ödüllendirmiştir. Beyinlerimiz zaman içinde gelişerek başkalarının ne düşündüğünü, hissettiğini anlamak, bireyler arasında sosyal bağlar oluşturarak bunların devamlılığını sağlamak üzere bir üst modele evrilmiştir. Böylelikle sosyalleşmek biyolojimizin bir parçası halini almıştır.
O dönemde insanlar 50 ile 150 kişilik bir grup içerisine doğar ve hayatlarının sonuna kadar bu topluluk içerisinde kalırdı. Yeterince beslenebilmek, güvenli bir ortam bulmak, sıcak kalmak ve yavrulara bakmak yalnız başına üstesinden gelebilecek işler değildi. Birlikte kalmak yaşamı, yalnız kalmak ise ölümü getiriyordu. Bu nedenle başkalarıyla geçinmek çok önemliydi. Atalarımız için en büyük tehdit aslanlar tarafından yenmek değil, bulunduğu sosyal çevreye ayak uyduramayıp dışlanmaktı. Bunu engellemek adına vücudumuz ‘sosyal acı’yı yarattı.Sosyal acı reddedilmeye karşı geliştirdiğimiz evrimsel bir adaptasyondur. Bunu, dışlanmanıza neden olacak davranışları durdurduğunuzdan emin olacak bir erken uyarı sistemi olarak düşünebilirsiniz. Reddedilmeyi acı şekillerde tecrübe eden atalarımızın davranışlarını değiştirmeleri daha olasıydı. Bu sayede değişmeyi başaranlar kabilede kalırken, değişmeyenler de buradan kovulup muhtemelen öldüler.
Reddedilmek işte bu yüzden acıdır. Tabii, aynı şekilde yalnızlık da. Bizi bir arada tutan bu mekanizma, insanlık tarihinin büyük kısmında işe yaramıştır. Ta ki insanlar kendileri için yeni dünyalar inşa etmeye başlayıncaya kadar.
Bugün çevremizde rastladığımız bu yalnızlık salgını, Rönesans ile birlikte baş göstermiştir. Aydınlar Orta Çağ kolektivizminden uzaklaştıkça, Protestan teolojisi bireysel sorumluluğu ön plana çıkarmış ve batı kültürü bu dönemde bireye odaklanmaya başlamıştır. Sanayi devrimiyle birlikte hızlanan bu eğilimde insanlar iş sahibi olup fabrikalara girebilmek için tarlalarını, köylerini terk etmişti. Yüzyıllar boyu bir arada bulunmuş topluluklar, şehirlerin yükselmesiyle ortadan kaybolmuştu.
Dünyamız git gide modernleşti ve hayatta kalmak için bizler de buna ayak uydurduk. Artık yeni işler, yeni aşklar, yeni eğitimler için muazzam mesafeler kat ediyor, sosyal ağlarımızı ardımızda bırakıyoruz. Bu süreçte daha az insanla tanışıp, onlarla eskiden olduğundan daha az görüşüyoruz.
Aslında çoğu insan kronik yalnızlık ile tesadüfen karşılaşır. Yetişkinliğe ulaştığınızda üniversite, iş, romantizm, çocuklar derken hiçbir şeye yeterli zamanınız kalmaz. Bu durumda da en kolay gözden çıkaracağınız şey arkadaşlarınızla geçireceğiniz zamandır. Sonra bir gün yataktan fırlarsınız ve tüm bu olup bitenler kafanıza dank ediverir. Birileriyle bağ kurmanız gerektiğini hissedersiniz. Ama artık yetişkin olduğunuzdan birileriyle yakın ilişki kurmak daha zorlaşmıştır ve yalnızlık içinize daha fazla yerleşir.
Yalnızlık hali bizi gerçek anlamda içten içe bitirmeye yetecek güçtedir. Yapılan araştırmalarda yalnızlığın bizi daha hızlı yaşlandırdığı, kanseri daha ölümcül hale getirdiği, Alzheimer’ı daha hızlı geliştirdiği ve bağışıklık sistemini zayıflattığı ortaya konmuştur. Yani yalnızlık, günde bir paket sigara içmek kadar ölümcüldür. Yalnızlığın en tehlikeli tarafı ise, kronik hale geçtikten sonra kendi kendine devam edebilir olması.
Fiziksel ve sosyal acı beynimizde ortak yolaklara sahiptir. İkisi de tehdit olarak algılanır ve sosyal acı tetiklendiğinde bizi acil şekilde korunmacı bir tutum almaya yöneltir. Kronik yalnızlık durumunda, beyniniz kendisini koruma moduna alır. Her yerde tehlike ve düşmanlık sezmeye başlar. Beyniniz çevresindeki sosyal sinyallere çok daha duyarlı ve her şeyi algılamaya niyetli olduğundan, bu sinyalleri doğru yorumlayamamaya başlar. Etrafa dikkat kesilir ama kimseyi anlamlandıramazsınız. Beyninizde yüz mimiklerini tanımlayan kısım da giderek bozulmaya başlamıştır. Tarafsız, sizinle ilgisi olmayan yüzler size zarar verecekmiş gibi gelir. Kimseye güveniniz kalmamıştır.
Yalnızlık, başkalarının size karşı olan niyetleri hakkında en kötüsünü düşünmenize neden olur. Beyniniz tarafından algılanan bu düşmanca ortam, kendinizi korumak adına sizi daha içe dönük bireylere dönüştürür. İnsanlar tarafından gerçekte olduğundan daha soğuk, düşmanca ve sosyal açıdan tuhaf biri olarak gözükmenize sebep olur. Şu durumda sormamız gereken soru şu: Bu durumdan nasıl kurtulabiliriz?
Eğer ki yalnızlık hayatınızda ciddi anlamda yer etmeye başlamışsa, içinde bulunduğunuz kısır döngüyü tanımlayarak işe başlayabilirsiniz. Tecrübelerimden bu döngünün şu şekilde işlediğini söyleyebilirim: Kendinizi soyutladıkça, başkalarıyla olan olumsuz etkileşimlere (Burada illaki birinin size karşı kötü davranışlarından söz etmiyorum. Ör; Uzaktan birisi size doğru el sallamıştır. Siz de bunu üzerinize alıp karşılık verirsiniz ama o kişi aslında arkadaşına el sallamıştır. Normalde gülüp geçmek yerine bu yüzden kendinizi suçlar, sinirlenir, utanır, sıkılırsınız.) daha çok odaklanmaya başlarsınız.Sosyal acı olarak hissettiğiniz şey yerini gerginlik ve üzüntüye bırakır. Bu durum düşüncelerinizi hem kendiniz hem de başkaları için olumsuz bir hale getirerek davranış biçiminizi değiştirmeye başlar. Sosyal etkileşimden kaçınan bireyler halini alırsınız ki bu da daha fazla dışlanmışlık duygusuna yol açar. Bu döngü her seferinde daha da şiddetli gerçekleşir, kaçınılması imkânsız bir hale gelir.
Yalnızlık sizi sınıftakilerden uzakta oturmaya, arkadaşlarınız aradığında cevap vermemeye, davetleri reddetmeye iter, ta ki artık davet edilmeyene kadar…
Hepimizin bir hikâyesi var. Eğer kendi hikâyenizde insanların sizi dışladığını düşündüğünüz bir noktaya gelmişseniz, insanlar da buna göre hareket etmeye başlar. Böylece dış dünyanız, sizin onu hissettiğiniz şekle dönüşüverir.
Bu durum yıllarca sürebilen, yavaş ve korkunç bir süreçtir. Sürecin sonunda sizi bekleyen şey genellikle depresyondur ve artık isteseniz bile ilişki kurmanızı engelleyen psikolojik bir hastalığın pençesindesinizdir.
Bundan kaçınmak için yapacağınız ilk şey yalnızlığın tamamen normal bir duygu olduğunu, utanılacak bir şey olmadığını kabul etmektir. İlk cümlemde de söylediğim gibi, herkes zaman zaman kendini yalnız hisseder, evrensel bir deneyimdir bu. Bu duyguları görmezden gelmenin size hiçbir faydası olmayacak. İçinde bulunduğunuz durumu kabul edin ve buna sebep olan şeyden kurtulmaya çalışın. Dikkatinizi neye odakladığınızı kendi kendinize inceleyip, özellikle olumsuz şeylere odaklanıp odaklanmadığınızı kontrol etmeye çalışın.
Mesela; arkadaşınızla bir durum yaşadınız. Düşünün; bu durum gerçekten olumsuz muydu? Ya da aslında fazla üstünde durulmayacak, sıradan bir şey miydi? Arkadaşınız ne söylemişti? Söylediği şey kötü müydü? Ya da sözlerinden başka anlamlar çıkarmayı mı seçmiştiniz? Belki de arkadaşınız olumsuz bir tepki vermiyordu. Aklındaki başka bir düşünceyle meşguldü.
Başkalarının sizin için en kötüsünü istediğini düşünüyorsanız, içinde girdiğiniz bir ortamlar ilgili peşin hükümlü iseniz, diğerlerinin sizi istemediğini varsayıyorsanız, incinmekten kaçınıyor ve başkalarına açılmaktan çekiniyorsanız…
Diğer insanlar hakkında kötü düşünmemeye çalışabilir misiniz?
Onların aslında size karşı olmadığını varsayabilir misiniz?
Başkalarına açılmayı, incinmeyi göze alabilir misiniz?
Arkadaşlarınızla birlikte olma fırsatından kaçınıyorsanız, davetleri geri çevirmek için kendinizce bahanelere sığınıyorsanız, kendinizi korumak adına arkadaşlarınızı kendinizden uzaklaştırıyorsanız...
Gerçekten yeni ilişkiler edinmeye çalışabilir misiniz yoksa halinizden memnun musunuz?
Bahaneler üretmek yerine arkadaşınla güzel bir zaman geçirmeyi deneyebilir misiniz?
Her insanın durumu, kendine özgü ve birbirinden çok farklı elbette. Sadece bu şekilde gözlemleyerek bir sonuca varamayabilirsiniz. Böyle bir durumda lütfen profesyonel yardım almaya gayret gösterin. Psikolojik yardım almanız asla bir zayıflık belirtisi değildir, aksine bir cesaret göstergesidir.
Bu bağa her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyoruz artık. Hiçbir zaman yalnızlık çekmemeniz dileğiyle. Keyifli okumalar…
Manga Adı
Bölüm
Çevirmen
Editör
Again!!
21
Ageha
Eva
Arrogant Ceo: Wife Hunter
2-8
Sumire
Luka (ArazNovel)
Ashi Girl
36
Cain
Eva
Guomin Laogong Dai Huijia
53-56
Zompir
Zompir
devamını oku
25
Ağustos
2019
Merhaba, yine güncel yaz dediler o yüzden yine bir şeyler anlatmaya çalışıp kesinlikle anlatmayacağım. Gününüzün geri kalanı güzel geçsin diye buraya yine bir megumin gifi bırakıyorum.
Son birkaç haftadır tek yaptığım şey oyun oynamak o yüzden anlatacak çok bir şeyim de yok. Arada yaz okulunda kaldığım iki dersi verdim, ikisi de birbirinden beterdi ve kurtulduğum için cidden mutluyum.
Ayrıca eğer 18 yaş üstündeyseniz ve mideniz de gore kaldırabiliyorsa, "The Boys" izleyin. Sanırım baya bir süredir izlediğim en iyi diziydi. Trailer falan izlemeden, konusunu bir ufak okuyup girişin. Hatta ufak buraya yazayım. Dizi evreninde süper kahramanlarımız; herkese kendilerini iyi gibi gösterirken aslında para, şöhret ve seksle kafayı bozmuş bir şekilde yaşayıp onları insanlara pazarlayan bir şirkette çalışıyorlar. Süper kahraman mağduru olan "the boys" ekibimiz de, onların gerçek yüzünü ortaya çıkarmaya çalışıyor.
Ve her mutsuz hissettiğinizde bir yenidena
[embed]https://www.youtube.com/watch?v=RsQ_09ys1nU[/embed]
Sumire notu: Bartender serisini bıraktık. Devam etmeyecektir. Bekleyenlerine duyurulur.
Manga Adı
Bölüm
Çevirmen
Editör
Temizleme
Ake no Tobari
154-155 Güncel
Mayu
Eva
Arrogant CEO: Wife Hunter
1-YENİ SERİ
Sumire
Luka (ArazNovel - Ortak proje)
Catma
OneShot
Fuwa Fuwa
Gilbert
Guomin Laogong Dai Huijia
50-52
Zompir
Zompir
Hajimete Tanabiku
OneShot
Luciddream
Gilbert
FlameWalker
Sherlock Holmes
9
Eternal
Gilbert
T-sensei
30-31 Güncel
Mayu
Eva
Window Beyond Window
26
Fuwa Fuwa
Kim Joon(EvanescoCrew - Ortak)
devamını oku
18
Ağustos
2019
Merhaba Mavi ailesi! Ben Mavi’nin yeni çevirmenlerinden. İlk güncelimi yazıyorum ve biraz gerginim. Ne yazmam gerektiğinden de tam olarak emin değilim. Deneyelim bakalım.
Mavi’ye katılalı ve çeviriye başlayalı birkaç ay (neredeyse bir yıl ?) oldu. Aslında başta kendimi çok kastım ve ilk çevirilerimi beğenmedim. Ama her şeyin bir acemilik aşaması var?. Daha uzun süre boyunca bu çeviri işine devam etmeyi planlıyorum. Kolay alışamasam da pes etmekten hiç hoşlanmam ?.
Bir çizim hesabım var Instagram’da, şuraya bırakayım: [ @lluciddreaml ]. Bana ulaşmak isteyen olursa buradan ulaşabilir. Çizim olsun, İngilizce olsun elimden gelen her konuda yardımcı olmak isterim. Konuşmayı sevmem, dinlemeyi severim. Çok şaşıracaksınız ama Psikoloji okuyorum ?.
Allah biliyor ya şu güncel yazısını kaç defa silip yazdım... Lisede de böyleydim, sunum ödevlerini elli kere siler yazardım. En sonunda her cümleyi ezberlemiş olurdum. Neyse söyleyecek başka bir şeyim yok, tutmayayım sizi. Sağlıcakla kalın!
Manga Adı
Bölüm
Çevirmen
Editör
Temizleme
Aharen-san wa Hakarenai
25
Mayu
Friolero
Akatsuki no Yona
179 GÜNCEL
Mayu
Eva
Fate/Apocrypha
19.5
Mayu
Speedy
Ghost Teller 2. Sezon
40 (Prolog)
Fuwa Fuwa
Friolero
Guomin Laogong Dai Huijia
47-49
Zompir
Zompir
Jaryuu Tensei
22 GÜNCEL
Baksi55
Eva
Jibun Kaigi: The Meeting of Myself
Oneshot
luciddream
Gilbert
Kokoro Botan
17-18
Fuwa Fuwa
Zompir - Speedy
My Giant Nerd Boyfriend
321-322
Sumire
Sumire
Friolero
Necromancer
59
Sumire
Zompir
Poker Face Cross-dresser
0-1 YENİ SERİ
Friolero
Friolero
Room to Room
8
Fuwa Fuwa
Suga
Sherlock Holmes
8
Eternal
Gilbert
Sumika Sumire
13
Cain
Eva
devamını oku
11
Ağustos
2019
Evetttttt, en miskinnn, en sorumsuz editör geldi :D Bu güncel yazısı da bende sanırım :D Ne yazıyım ediyim bilemedim şimdi ama yazmam gerekirse özürlerimle birlikte Nijiiro Days'e devam etmeye karar verdim :D "Şu ana kadar neredeydin" diye soracak olursanız, "işler güçler" demeliyim. 2 sene önce iş değişikliği yaptım ve yeni işim baya yoruyor beni, tüm gün 1200 kişiye bakıyoruz (bim'de çalışıyorum). Her birinin derdi, çilesi, sıkıntısı ayrı. Neyse, nerede kalmıştık? Nijiiro'ya başlama kararı aldım demiştim, çünkü 2 sebebi var: 1. Benim sevdiğim ve eğlendiğim bir seri, 2. Olarak ne zaman bu seriye başlasam yarıda kalıyor. İnş bu sefer kalmayacak :D Bu arada sakın bu güncel yazısında niye bu kadar anlatım bozukluğu var demeyin, çünkü kompozisyonumda hep 30 40 gelirdi :D Tüm mavi takipçilerin ve mavi ekibin bayramı mübarek olsun.
Sumire dipnotu: Geçen hafta bildirdiğim üzere günlük sisteme geçtik. Bölümler hazır oldukça yayınlıyoruz. Son gelen bölümleri yukarıda ana menüdeki son bölümler sekmesine tıklayarak görebilirsiniz. Her gün gelen bölümleri kontrol etmeyi unutmayın. (Güncellerimiz her pazar gelmeye devam edecektir.)
Manga Adı
Bölüm
Çevirmen
Editör
Temizleme
Aharen-san wa Hakarenai
23-24
Mayu
Friolero
Bartender
9-10
Freij
Zompir
Fate/Apocrypha
18-19
Mayu
Speedy
Frau Faust
13-14
Baksi55
Psykhe
Gokusen
98.1-98.2
Cain
Psykhe
Guomin Laogong Dai Huijia
34-46
Zompir
Zompir
Hatarakanai Futari
46-47
Ki'zu
Zompir
Imawa no Kuni no Alice
49-49.1
Ki'zu
Speedy
Kamitachi ni Hirowareta Otoko
11-16 GÜNCEL
Baksi55, Fuwa Fuwa, Mayu
Eva
Mary
OneShot
Eternal
Gilbert
Miseinen Dakedo Kodomo Ja Nai
25
Fuwa Fuwa
Mayu
My Giant Nerd Boyfriend
320
Sumire
Sumire
Friolero
Sugar*Soldier
30
Sakata, Mayu
Psykhe
Tate no Yuusha no Nariagari
57
Mayu
Eva
devamını oku
04
Ağustos
2019
'' Bu yirmi birlik yolculuğuma, bir şarkılık mola.''
Merhaba gündeme gelmeden önce bir şey diyeyim. Bu kasım ayında askerlik vazifemi yapmaya gidiyorum hayırlısıyla ve askere gitmeden önce okumam gereken kitaplar, mangalar ve izlemem gereken filmler, animeler var ama şu Discord denen meret ister istemez çok vaktimi yiyor, istemesem de giriyorum. Silersem daha iyi olur dedim, askere gidene kadar gene Mavi'de olmaya ve editlerime devam edeceğim. :D
Bu haftaki günceli Mayu'dan çaldım. :D Yazmak istedim. Gündemimiz Türkçe Rap.
Türkler arasında rap, ilk olarak Almanya’da yaşayan Türkler arasında yayılmaya başlamıştır. Almanya’daki ABD askerlerinin çocukları tarafından gurbetçi Türk ailelerin çocuklarına tanıtılan rap müzik, Türk gençleri tarafından kısa sürede benimsenmiştir. Almanya’daki Türkler, 90’lı yılların başından itibaren yöneldikleri rap müziğin ülkemize taşınmasında öncü olmuşlardır. 1986 yılında kurulup 2000 yılında sona eren İslamic Force adlı Türk kökenli rap müzik grubu müziklerini İngilizce yapmıştır ve bu yüzden Türkçe rap içerisine dahil edilmemiştir
Türkçe rap’in Cartel’den sonra medya tarafından tanıtıldığı ve yayınlandığı ilk tarihler 2000-2005’li yıllardır. Özellikle Dream TV, Türkçe rap’e çok büyük bir destek vermiştir. Öyle ki Sagopa Kajmer, Ceza ve Dr. Fuchs gibi isimlere 2003 yılbaşı programında yer vermiştir.
Geçtiğimiz günlerde Norm Ender ''Mekanın Sahibi'' adlı diss yayınladı, hadi biraz da Diss rap müziğinden bahsedelim.
Diss rap, müziğin içinde rapçilerin birbirlerini yermek için söyledikleri parçalardır. Diss’in asıl amacı birbirlerini sevmeyen ya da kendisini başka bir MC’den daha iyi olduğunu düşünen bir MC’nin attığı rap şarkısı türüdür.
Diss'ler genellikle küfür içeriklidir ve içinde +18 kelimeler bulunur. “Diss” karşı tarafı sözcükler ve kaleminin gücüyle yenmektir. İngilizce ‘Dissrespect’ kelimesinden gelir. Diss aslında Battle Rap ile de alakalıdır çünkü Battle Rap’te genel olarak eleştiri amaçlanır. Diss'de amaç karşı tarafı eleştirmek olduğu için aynı yoldadırlar.
Türkçe rap tarihinin en büyük diss'leşmelerinden biridir. 2004 yılının sonlarında Sagopa Kajmer ve Ceza arasında soğuk rüzgarlar esmeye başladı. 2005 yılının ortasında Ceza’nın kız kardeşi Ayben’in Sagopa Kajmer’e laf atması ve Kolera’nın Ceza’nın oynadığı lolipop reklamını bunu para için yaptı olarak yorumlamasıyla
Ceza, Sagopa Kajmer ve Kolera’ya Mürekkep Doldurdum adlı küfürlü bir diss attı. Ardından Sagopa Kajmer, Kuvvetmira ekibiyle birlikte Disstortion EP adlı 6 parçalık az küfürlü bir diss albümü hazırladı. Bu albümde Ceza başta olmak üzere Ayben, Rokabeat ve Sahtiyan’a açıkça göndermeler bulunmaktadır. Buna karşılık Ceza’nın karısı Rokabeat ve Ceza’nın kız kardeşi Ayben, Kolera’ya ve Sagopa Kajmer’e Günlerin Ağlak adlı bir diss attı. Sahtiyan ise Kartlar Karışsın adlı diss şarkısını yayınladı. Buna cevaben Sagopa Kajmer Kolera ile birlikte Pesimist EP 4 albümünde Trakonya, Cümle Mühendisi ve Dil Yaratmakta En Asil Silahları (Son Dize) adlı diss şarkılarını yayınladılar. Bir takım olaylardan sonra Sagopa Kajmer, 2007 yılında Ceza ve Ayben şahsına ve karısı Kolera’ya, hakaret ettikleri, aynı yıl bir konserde Ceza, Salako Kajmer diyerek lakabıyla dalga geçtiği için dava açtı. Aynı yıl içinde Fuat Ergin, Sagopa Kajmer’e kızarak Kırmızı Halı adlı bir diss attı. Buna karşılık Sagopa Kajmer, Fuat Ergin’e de dava açtı. Bu olaylardan sonra sanatçıların parçalarının içinde, katıldıkları şovlarda ve konserlerde bir sürü göndermeler yapıldı.
Kaynak https://steemit.com/rap/@ekrembegic/tuerkce-rap-hiphop-tarihi
Güncel burada son buluyor. Kendinize iyi bakın, sizinle çok sevdiğim bir rap parçasını paylaşmak istiyorum, iyi dinlemeler.
https://www.youtube.com/watch?v=q2LJNNck3yE
Sumire önemli dipnotu: Bundan sonra bölümlerimizi bölümler hazır oldukça, her gün yayınlayacağız. Mavi'yi takipte kalın canlarım ?
Manga Adı
Bölüm
Çevirmen
Editör
Adidas Fever
OneShot
NightRaid
Gilbert
Aharen-san wa Hakarenai
21-22
Mayu
Friolero
CARL
18
Suga
Sumire
Guomin Laogong Dai Huijia
26-33
Zompir
Zompir
Imawa no Kuni no Alice
49
Ki'zu
Speedy
Kokoro Botan
16
Fuwa Fuwa
Zompir
Mazinkaiser
OneShot
RüyaGezer (ArazNovel)
Gilbert
Necromancer
45-58
Sumire
NightRaid-Zompir-Friolero-
Gilbert-Mayu
Nishizawa's Oneshots
Oneshot
Eternal
Suga
Room to Room
7
Fuwa Fuwa
Suga
Safely Endangered
171-180
Sumire
Zompir
Shachiku-san wa Youjo Yuurei
ni Iyasaretai
6
ToXiKoRe
Zompir
Trinity Wonder
62-63
Ki'zu
Zompir
unOrdinary
149-150
Mayu
Hayal
Wind Breaker 2. Sezon
14
Fuwa Fuwa
Suga
Window Beyond Window
25
Fuwa Fuwa
Suga
devamını oku
24
Temmuz
2019
Evet, 2 hafta güncel vermeyeceğiz dedik ama Akatsuki no Yona dün çıktı, unOrdinary'nin editörü de dönünce 2 hafta beklemeyin dedik ve bunları hemen sizle buluşturalım dedik. (Yona'cılar kapımıza dayanmadan xD)
Aslında benim sadık okuyucu gözüyle baktığım, sevdiğim biri ihanet edip isyan ettiği için vermeyecektim ama kararlılığı hoşuma gitti. Seviliyorsun kara elma ?? (Siz yine de kendisine, evdeki elmalarınızı yiyerek işkence edebilirsiniz xD) Keyifli okumalar ??
Manga Adı
Bölüm
Çevirmen
Editör
Akatsuki no Yona
178
Sumire
Eva
unOrdinary
147-148
Mayu
Speedy
devamını oku
21
Temmuz
2019
Selam millet. Bir Sumire bilgilendirmesiyle daha karşınızdayım. Bu kez 8 sayfa yazacağım, dermişim ? Korkmayın korkmayın, kısacık bir açıklama ?
Bu aralar grubumuzda herkes ayrı bir yoğun. Buna güzel şeyler de dahil (düğünler gibi), kötü şeyler de dahil (hasta yakınlar gibi), zorunlu şeyler de dahil (sınavlar gibi)... Çeviri ve edit için yeterince zaman ayıramıyoruz maalesef. Bu sebeplere bağlı olarak, gelecek bölümlerde azalma olacağından bir süreliğine güncellerimiz 2 haftada bir gelecek. Ne kadar sürer bilemiyorum ama kendimizi topladığımızda tekrar eski hızımızla devam edeceğiz. Şimdilik bu kadar. Soracak sorularınız varsa -uygun bir üslupla- aşağıda sorabilirsiniz. Her soruya elimden geldiğince cevap vermeye çalışırım. 2 hafta sonra görüşünceye dek, sağlıcakla kalın mavicanlar ??
(Bu da benim sebebim ?)
Manga Adı
Bölüm
Çevirmen
Editör
Ake no Tobari
153 Güncel
Mayu
Eva
Kamitachi ni Hirowareta Otoko
8-10
Fuwa Fuwa - luciddream - Cain
Eva
Kongou Banchou
62
Baksi55
Eva
Necromancer
38-44
Sumire
Speedy - Zompir
Wind Breaker 2. Sezon
13
Fuwa Fuwa
Suga
devamını oku
14
Temmuz
2019
Merhabalar Mavi Manga'nın sadık güncel okurları, tahmin edemeyeceğiniz üzere ben NightRaid. Birçoğunuz için uzun mu uzun, sıkıcı mı sıkıcı bir pazar günceliyle karşınızdayım. Muhteşem gereksiz girişimi yaptığıma göre sıra güncel yazısında ?
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF)'nın verilerine göre Türkiye, doğal kaynakların yenilenebilmesi için gerekli olan yıllık maksimum kaynak miktarını 27 Haziran'da tüketti. Ama merak etmeyin ülkesini yok etmeye çalışanlar yalnızca bizler değiliz. Vakfın hesaplamalarına göre bizden 32 gün sonra da, yani 29 Temmuz'da, tüm Dünya 2019 için belirlenen limiti aşacak ve 2020'nin kaynaklarından tüketmeye başlayacak.
Peki arabaları geri dönüştürüp bisiklete geçmeden ya da kömür madenlerini kapatıp Dünya yüzeyini güneş panelleriyle kaplamadan medeniyetimizin felaketinden kurtulmamızın bir yolu yok mu?
Madem 45 bin yıl boyunca çalışarak elde ettiğimiz modern medeniyetimizden (kısaca rahatımızdan) vazgeçemiyoruz ve madem ki Dünya'mız bu medeniyeti devam ettirip geliştirebilmemiz için yeterli kaynağı sağlayamıyor, niçin ihtiyacımız olan kaynağı başka dünyalardan, uzaydaki başka cisimlerden sağlamıyoruz?
Newton'ın keşfettiği yerçekimi sayesinde, Dünya'nın yörüngesindeki göktaşlarına gönderilen bir mekiğin geri dönüşünün herhangi bir maliyeti yok. Bu nedenle uzay madenciliği için gayet elverişli olan bu göktaşları trilyonlarca dolar değerinde metal (roket, mekik, uzay istasyonu vb. yapımı), silikon (güneş paneli yapımı), altın ve platinin yanında germenyum gibi Dünya'da çok nadir bulunan elementleri de barındırıyor. Anlayacağınız, insanlık için uzayın kapısını açmak konusunda önemli bir basamak teşkil ediyorlar.
Dünya'nın en zeki insanlarının (en azından para kazanma konusunda), bu sektörün oluşumuna çok ciddi paralar yatırdığı ve Dünya'mızın kaynak bakımından fakirliği göz önüne alındığında, uzayın ticarete açılması ve/veya insanlığın uzaya yayılmasına bugün 20 yaşında olan bireylerin tanıklık edeceklerine ve hatta bugün doğmuş olan bebeklerin gelecekte uzayda yaşayacaklarına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.
Bencilliğimiz nedeniyle kana bulanmış insanlık tarihine bakıldığında, Dünya'daki sınırlı kaynakların tüketiminin kontrol altına alındığı ve bu kaynakların adaletli bir şekilde paylaşıldığı bir Dünya hayal etmek oldukça güç. Bu nedenle ben insanlığın önünde iki gelecek görüyorum. Birincisi sınırlı kaynaklar uğruna savaşların yaşandığı kaos içinde bir Dünya iken ikincisi uzayın ticarete ve kolonileşmeye açıldığı, insanlığın yeni bir çağa geçtiği bir evren. Şimdiden hepinizle Mars'ta görüşmek dileğiyle ?
Manga Adı
Bölüm
Çevirmen
Editör
Temizleme
Aharen-san wa Hakarenai
20
Sumire
Zompir
Akatsuki no Yona
177 GÜNCEL
Mayu
Eva
Ake no Tobari
152 GÜNCEL
Mayu
Eva
Bartender
8
Freij
Zompir
Dead Dead Demon’s Dededededestruction
52
Ki'zu
Zompir
Dragon Dance
32-33
NightRaid
NightRaid
FeelsPepsiMan
Fate/Apocrypha
16-17
Mayu
Speedy
Gunjou Gakusha
20
Mayu
Eva
Necromancer
36-37
Sumire
Speedy
Safely Endangered
161-170
Sumire
Zompir
T-sensei
29 GÜNCEL
Mayu
Eva
Window Beyond Window
24
Fuwa Fuwa
Suga
devamını oku